GERÇEK DİN

Nasıl Kandırıldık?

İslam dininin gelmesiyle bölgenin önde gelen zenginlerinin kurulu düzenine bir çomak sokulmuş oldu. Muhammed (AS)’nin temsilcisi olduğu bu yeni din köleliği kaldırıyor, Allah’tan başka ilahın olmadığını, kulluğun yalnızca ona yapılması gerektiğini, insanlara akrabalarından başlayarak yakın çevrelerindeki diğer insanları maddi ve manevi yönden desteklemeyi emrediyor.

Böyle bir dini yaşayan toplumun kendileri gibi zengin ve nüfusa sahip kimselere ihtiyaç duymayacağını gören, onları eskisi gibi kullanıp sömüremeyeceğini anlayan o dönem toplumun önderleri ilk başta ne yapacaklarını bilemedi. Daha sonra ise bildiğimiz gibi başlarda sayıca az olan Müslümanlara zulüm yaptı, onlarla açık açık savaştı.

Peygamberimiz temsil ettiği din duyuldukça ona katılanların sayısı da artmaya başladı. Kitleler halinde Müslümanlığa geçişleri gören müşrikler artık yeni realitenin Muhammed (AS) nin elçisi olduğu bu din olduğunu anlamış, hayatlarını sorunsuz bir şekilde sürdürebilmek, topluma ayak uydurabilmek için Müslüman olmuş gibi davranmaktan başka çarelerinin olmadığını fark etmiş ve “biz de iman ettik” demişlerdir.

Müşrikler her ne kadar peygamberimizin sağlığında değişik şekillerde bozgunculuk çıkartmaya çalışsalar da bunda başarılı olamamışlardır. Peygamberimizin vefatının ardından 4 halife dönemi ve sonrasında Emeviler, Abbasiler dönemlerinde Kur’an’ı değiştirmeye cüret edememişler ama toplumu bu yeni düzenden saptırmanın yollarını aramış ve akıllarına gelen tüm sinsiliği yapmışlardır.

Toplumu kendilerine eskiden olduğu gibi kul köle etmek; Müslümanları aklını kullanmayan, adeta uyuyan, bilinçsiz bir sürü haline getirmek için ellerinden geleni yapmışlardır.

Peygamberimizin tebliğ ettiği bu saf ve temiz dini değişik şekillerde aslından uzaklaştırmış ve bugünkü ritüel İslam dininin temellerini atmışlardır. Bunu yaparken kendilerine karşı gelen alim ve sahabeye zulmetmiş, toplumda onları itibarsızlaştırmış hatta öldürmüşlerdir.